İstanbul Sözleşmesi Bir Zulüm İdi

Bir benzetme:

Bir Afrika kabilesinde, insan hakları, kadın hakları, hayvan hakları gibi süslü ve tuzaklı kavramlar bilinmemektedir. Ancak bu insanlar, batının müdahalesi olmadığı sürece, inanç ve geleneklerine uygun olarak kurmuş oldukları bir toplumsal huzur içinde yaşamaktadırlar. Kimseye de kendi yaşam tarzlarını kabul ettirmek gibi bir hevesleri yoktur...

Fakat bu insanlara, "İspatsız bir sözle başkasını hapse attırma ya da ondan tazminat alma hakkı" getirirseniz, kişinin (çocuklar dâhil) abes isteklerine sahip olmak için masum insanlara iftira atmasının önü açılmış olacaktır ve ilk resimde gördüğümüz ahenk bozulacaktır. Sonra da huzurun yerine, iftira alçaklığı, haksız tazminat adiliği, istediği her şeyi yaptırma adına yapılmış cinsel taciz iddiası gelecek ve neticesinde KAOS türeyecek, bu alçaklığa tepki olarak ta istenmeyen şiddet baş gösterecektir. Tuzak döngü budur, istedikleri manzara şudur. (İkinci resim).👉

İstanbul Sözleşmesinin yapmak istediği de budur, toplum değerlerini dinamitlemektir, kılıfı "Kadın hakları, evrensel değerler" gibi süslü laflar olan, erkeği pasivize edip süflileştirmeyi amaçlayan, komple efemine ve savaşamayan bir toplum yaratmak isteyen bir ucubedir. 

Örneği: Geçtiğimiz aylarda haberi duyulduğu üzere, uygunsuz davranışları tespit edilen iki genç kızın, durumumdan yırtmak için öz amcalarına taciz iftirası atıp hapse attırmaları ve sonradan vicdan azabı ile vazgeçmeleridir...

Soru: İçinde erkek hakları niye yok?

Yaşananlar:
  • İLGİNÇ KISIM: Bir kere iftira olarak tacizle suçlanırsanız, hâkimin barıştırma yetkisi, ya da iftiracının "yanlış anladım" diyerek iddiasını geri alma hakkı yok... Bu bir zulümdür...
  • "Kavga Etmek" suçuna Avrupalı olmak adına "Tecavüz" derseniz o kişi hapiste ve toplumda nasıl bir muamele görür? El insaf..
  • Kadın kötü niyetli ve maksatlı evleniyorsa  ve kendisine tanınan aşırı hakları soygun için kullanıyorsa ne olacak?.
  • Ülkemizde şiddetin artmasının sebebi bizatihi bu sözleşmenin kendisidir. Çünkü "İspatsız beyan hakkı" kötü niyetlilere doğal olarak "Haksız tazminat için kumpas imkânı" da getirmiştir. Bu sapık operasyonlar nedeni ile kendini çaresizlik içinde köşeye sıkışmış hisseden erkek adaleti kendisi sağlamaya çalışmaktadır... Şiddet artışının sebebi budur...
  • Buna karşın bu sözleşme, şiddetin durması için çare bir önermemektedir, sadece ortalığı kızıştırmakta ve hatta yangına benzin dökmektedir. 

SORULAR:

1. Erkek hakkı diye bir şeyden niye bahsedilmez?
2. Derin bir kültüre sahip Rusya bunu niye yasakladı? Cahil ya da şeriatçı olduğu için mi?
3. Bu sözleşmeye 2011 yılında imza koyan siyasetçiler kimlerdir ve şu an hangi konumdalar...
4. Sözleşme adı niye İstanbul'la anıldı?. İstanbul markasını kullanarak tüm Müslüman coğrafyayı kandırmak için olabilir mi?
5. Dünyaca ünlü psikolog ERIK ERIKSON “Identity and The Life Cycle” adlı kitabında "Geleneklerine bağlı yaşayan toplumların stres ve depresyona uğramadıklarını" söylemesi bir yalan mı o zaman?
6. Uluslararası sözleşmeler anayasa maddesi statüsündedir. Yani kolay kolay değiştirilemez. Peki, neden uluslararası sözleşme kullanılıyor? Kimse oynayamadın diye mi, biz kendimiz kanun yapmayı mı bilmiyoruz?

ASIL SORU:

Türkün toplumsal barışının ilkelerini tesis etmek, Küreselci'ye, Haçlı'ya ya da Siyonist’e mi kaldı? 
Ne lazımsa damarlarındaki asil kanda mevcut değil miydi? 

"Gerçekten Sözleşme böyle şeylerden bahsediyor mu?" diye tuzak soru soranlara soruyla cevap:

Soru: Gerçekten Siyonist Herzl Efendi 100 yıl önce Filistin de bir çiftlik isterken açıkça "Orada sınırları belli olmayan bir devlet kurup tüm Filistinlilere ve Ortadoğu ya cehennemi yaşatacağız" demiş miydi? Lawrence Şerif Hüseyin le anlaşma yaparken, açıkça "Arapları parça pinçik güçsüz devletler yapıp sonra da petrolü çalacağız" mı yoksa büyük bir Arap Devleti kuracağız" mı demişti? Bugün kü BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) açıkça Arap ülkelerinin parçalanacağını mı ifade ediyor yoksa ne diyor? Gizli emel metnin içine yazılır mı evvel akıllı?...

Öyleyse bu sözleşmeyi dayatanlar açıkça "Toplumunuzu dinamitliyoruz" derler mi?

Batı her zaman ayni şeyi yapıyor. Önce problem yaratıyor, sonra kurtarıyormuş gibi yapıp durumu daha da berbat ediyor...

Bu sözleşmede emeği olan ya da alkışlayan herkese yazıklar olsun... İncir çekirdeğinden dolayı parçalanan ailelerin ve onların çocuklarının vebali boyunlarında gezecekler, mahşere kadar...
H. Ali YILDIRIM.

No comments:

Post a Comment