Türkler'in Kolektif Bilinçaltı

Sanırım Özbekistan ya da Kırgızistan'dı, bir arkadaşım o zamanki Başbakanlık Afet İşlerinde görevli idi ve 90'lardaki bir deprem yardımı için bölgeye gitmiş, araçlarını köyün girişinde bırakarak ekibi ile birlikte yürüyerek deprem bölgesine ulaşmış. Bizim ekibin kollarındaki Türk bayrağını gören bir yaşlıca kadın iki eliyle dizlerini dövmeye başlamış ve şöyle demiş;

-Amaaa, siz o'suğuz, öte gittiydiz.

Aslında kadın Türklerin bin yıl önce Orta Asya'dan (Türk Yurdu) göçtükleri büyük göçe işaret ediyordu. Özellikle de 24 Oğuz Boyunun göçünü kastediyordu. Belkide okuma yazması olmayan bu kadın bin yıllık bir olayı hafızasında dipdiri tutmuştu...
Ben bu hikayeyi  2005 yılında dinledim ve soydaşlarıma karşı dayanılmaz bir buluşma ve daha yakından tanıma isteği duydum... Bu hissin ne olduğunu en iyi Carl Gustav Jung ifade ediyor: "Kolektif Bilinçaltı". Jung, kolektif bilinçaltı ile aynı kökten olan ya da birlikte yaşayan ya da aynı kaderi (travmayı) paylaşan ya da aynı şeye sevinen insanların doğal bir şekilde benzer hisleri yüzyıllarca yaşayabildiğini, bu hislerin nesilden nesile geçebildiğini, kendisi yaşamamış olsa bile kendinden önce yaşananları şöyle ya da böyle derinlerde hissedebildiğini anlatmaktadır.
Bunun anlamı şu; sahip olduğumuz kolektif bilinçaltı sayesinde bu çağda bile  aynı şekilde hissedebiliyoruz. Tüm olanlar bin yıl geçse de, 5.000 km ötede yaşayan yaşlı bir kadının ağzından bir çırpıda üç beş kelime ile dökülebiliyor...
-Amaaa, siz o suğuz, öte gittiydiz... cümlesi bin yıllık ayrılığın duygu dolu buluşma anı olarak aklıma yer etti...
Videodaki Özbekçe anlatım, oldukça anlaşılabilir.


https://youtu.be/_XAcvceKojg


No comments:

Post a Comment